Geniş, koyu yeşil bir incir yaprağının üzerine kiremit boyası ile kızın adı yazılır. (Boya iyice sulandırılmış olup, yazma işinde ucu yumuşak bir araç kullanılır.) Yazı kuruduktan sonra, yaprak, konulduğu yerden alınarak, Kur’andan kısa bir sûre okunup üzerine üflenir, yedi kez kızın adı söylenerek «sen bilirsin ya Allah» denir, yere tükürülür. Yaprak katlandıktan sonra yeşil bir beze sanlır, kızın adım oluşturan harflerin iki katınca dikiş vurulur, dikilir, muşambaya sarılmaz. Kırk bir kez kızın başının çevresinde döndürüldükten sonra, kızın yastığının altına konur. Bu arada doksan dokuz «ya kefil» denir, kızın yüzüne üflenir.
Yaprak kızın başının altında üç gece kaldıktan sonra kız cinciye (büyüyü yapana) gidip okunur. Cinci yedi «elham», üç «kulhuvallah» okuyup kızın yüzüne, boğazına üfler. Bu iş, sabah ezanından önce, daha guguk kuşu ötmeden uygulanır. Cinciye gidip okunma üç sabah sürer. Büyüyü kızla yapan cinci bilir, araya başka kimse giremez. Büyü kırk gün içinde etkisini gösterir; ‘kız, tanrının sevgili kullarından birince istenirmiş Bu büyü dut, kiraz, elma gi’oi yemişi yenen ağaçların yapraklarından da yapılabilir. Aradan kırk gün geçtikten sonra, yaprak, ocakta yakılır, yanarken de yedi «ya sübhan» söylenip, sağa sola üflenir. Kız bunu yapacak durumda değilse, gene cinci uygular. Yaprağın, yalımların içinde yanması, yamanın yanarken koku çıkarması uğurun gelişini gösterirmiş.